Eğer kaçırmasaydı, goldü.

Ömer Üründül'ün çıldırtan yorumları ve Yazarların tepkisi



Halk beni beğeniyor

BENİM için en önemli şey halkın desteğini almak. Halk beni beğeniyor. Teknik analiz yapıyorum. “Bloklar arası bağlantı”, “Alan daraltmak” gibi terimler benimle futbol literatürüne girdi. Eleştiriler yapıcıysa mutlaka kendimi düzeltmek için çaba sarfederim. İyi bir yorumcu olduğuma inanıyorum.

Üründül’den inciler

Kazanmaları için gol lazım.
İki takım da gol atamazsa maç berabere biter.
Eğer kaçırmasaydı, goldü.
Top havadan geldi.
Sahada 22 kişi var.
Bak yine toptan dolayı, bu top hep sekiyor.
Ben demiştim, bak defans şey ediyor.
Bu gol olsa bir farklı öne geçeceklerdi.
Kollektif futbolun kontrollü yapısını yansıtamıyorlar.
Maç bitmeden iki takım da gol bulabilir.

Villa futbolu biliyormuş!..

SPİKER: Villa, Barcelona’da başarılı olur mu?
ÜRÜNDÜL: Olur. Çünkü, futbolu bilen bir forvet.

Kanat ATKAYA: Performansı memnun etmiyor

BİRİNE işini öğretmek kimsenin haddi değil ama ben Ömer Üründül’ün performansından memnun değilim. Bunda sorumlunun tek yorumcuya yük bindiren yayıncıda da olduğunu düşünüyorum.

Ercan SAATÇİ: Afrika’da kalsın hiç dönmesin

ÖMER Üründül bu kupada vuvuzelanın da önüne geçti. Eğer bu yorumlar bu şekilde devam edecekse Ömer Üründül, Güney Afrika’da kalsın. Vuvuzela Türkiye’ye gelsin ondan çok daha iyi. Hayatımda futbol maçı izlerken hiç bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum.

Altan TANRIKULU: 10-15 terimin içine sıkışıyor

YILLARDIR tanıdığımız bir isim. İlk başladığı yıllarda ülkenin en iyi yorumcularından biriydi. Ama futbolu izleyen kitle, özellikle de gençler kendini çok geliştirdi. O yüzden zaman zaman yetersiz bulunuyor. Tarafsız... Bu çok önemli. Ama maçlarda yaklaşık 10-15 terimin içine sıkışmak yerine çok daha fazla bilgi ve detay vermeli.

Yüksel AYTUĞ: Problem yaşıyor

TEKNİK olarak başarılı. Bilgisi yeterli. Ama, TV’de futbol yorumculuğu yapmak için bilgi yeterli olmuyor. Edebi yeteneği de üst sınırda kullanmak gerekir. İfade ve sunum konusunda da problem yaşıyor.

Ercan TANER: Kötü bulmuyorum

FUTBOLDAN anladığını biliyorum. Kendisine has bir tarzı var. Nasıl ki yıllarca Eurovision’u bizlere Bülent Özveren kendisine has tarzı ile sunduysa, Ömer Üründül’ün yaptığı da odur. Beğenmeyenler olabilir fakat ben kötü bulmuyorum.

Hıncal ULUÇ: Artık çıldırttı

BU işin sorumlusu kesinlikle Ömer Üründül değil. Ömer Üründül yeni bir isim değil. Ömer, senelerden beri TRT’nin demirbaşı. Gittiği her olimpiyatta ve her dünya şampiyonasında bunlar yazılır, söylenir. Bu defanın farkı Ömer artık çıldırttı. Özellikle son Uruguay-Hollanda maçında kendi kendini tekzip eden, yalanlayan yorumlarıyla ekran başındaki herkesi çıldırttı. Ama bu sürpriz değil. Ömer’in bu olduğunu bilmeyen yok. Söylemeyen, yazmayan yok. Sorumlu, bütün bunları bile bile bu spor servisine ve bu Ömer’e Güney Afrika yolunu açan, bu utanç verici yayınların yapılmasına sebep olan TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’dir. Hesap sorulacak kişi bile bile ladese çanak tutan, hem de milletin parası ile çanak tutan genel müdürdür. Medya hedefini iyi bilmeli.

Cengiz SEMERCİOĞLU: Bulunmaz yorumcu

ÖMER Üründül’ün TRT’de yorumculuk yapması için futbol bilgisinden çok daha önemli iki meziyeti var. Birincisi çalıştığı kurumlardan para almadığı gibi yol, yemek, konaklama giderlerini de kendi cebinden karşılıyor. Yani TRT için “masrafsız” bir yorumcu. İkincisi ise TRT spor yöneticilerine karşı olan cömertliği. Gittiği her yabancı ülkede TRT’nin spor ekibini en iyi restoranlarda ağırlar, en lüks mekanlara davet eder. Hesabı da yine kendi cebinden öder. TRT’nin spor servisi böyle bir yorumcuyu bir daha nerede bulacak…

Mesut YAR: Kupa Üründül’ün

İKİ markanın savaşı var burada. Biri kupanın kendisi, diğeri Ömer Üründül. Bana göre kupayı Üründül aldı. Bir yandan da futbol yorumculuğunda gelinen son nokta bu. Bunu iyi anlamda da kötü anlamda da söyleyebiliriz.

Sina KOLOĞLU: Öngörüsü yok

SON maçtaki yorumlarını sıraladım. Oyunun gidişatına göre yorum yapıyor. Bu öngörü olmuyor. İlk devrede bizim seyrettiğimiz oyun şekli neyse onu söyledi. Bizden bir farkı kalmıyor. Basmakalıp bir sözlüğü var. Ömer Üründül sözlüğü diyorum ben buna. Onlarla işi yürütüyor. Peki, bizim görmediklerimizi kim anlatacak?